17 Temmuz 2014 Perşembe

GAYMAG: Türkiye'nin İlk Gay Magazin Dergisi

Türkiye'nin İlk Gay Magazin Dergisi
15 Ağustos'ta yayın hayatına başlıyor

GAYMAG, uzun zamandır internet üzerinden modadan sanata, spordan magazine dek pek çok konuda paylaşımlarda bulunan bir gay magazin haber portalı aslında. Uzun zamandır basılı bir dergi olarak yayınlama fikirleri vardı ancak biliyoruz ki bu ülkede GAY konseptli bir dergi yayınlamak oldukça zor. Derginin yayın yönetmenliğini Fatih Kocatürk yapıyor. Kendisini uzun zamandır tanıyorum, vizyonu çok geniş bir isim. Biliyorum ki bu işte de harikalar yaratacaktır.

Gay temalı dergi olarak hepimizin bildiği KAOS GL dergisi var ki bu sene yayın hayatının 20. yılını kutluyor. KAOS gerçekten hepimizin saygısını kazanmış bir dergi. Daha çok siyasi ve toplumsal konular üzerine yazılar yayınlıyorlar. GAYMAG ise OUT, GAY TIMES, ATTITUDE gibi yabancı gay temalı dergiler kalitesinde bir magazin dergisi sunmayı amaçlıyor.

İlk sayıda Murat Boz ile çarpıcı bir röportaj gerçekleştirilecekti ancak Murat Boz iş takviminin yoğunluğu sebebiyle röportajı ertelemiş. Aslında bu konu tam bir muamma. Bazı kaynaklarda Murat Boz'un "bana bu dergiden hiç teklif gelmedi" dediği yayınlanırken, bazılarında da Murat Boz'un son dakikada vazgeçtiği yazılıyor. Derginin internet sitesindeki basın duyurusunda ise Murat Boz'un iş temposu sebebiyle çalışmaların durdurulduğundan söz ediliyor. Basın duyurusuna BURADAN ulaşabilirsiniz.

Murat Boz ilk sayıda olamayacak diye üzülmeyin! Çünkü ilk sayı bomba gibi bir röportajla geliyor: MARIAH CAREY! Evet, yanlış okumadınız! Ünlü şarkıcı Mariah Carey GAYMAG'in ilk sayısında Türk okuyucularla buluşucak. Röportajı ve fotoğrafları heyecanla bekliyorum.

Ayrıca ilk sayıda Ayşe Hatun Önal da GAYMAG'de! Murat Renay'ın gerçekleştirdiği röportajın fotoğraflarını da Alee Te çekmiş. Backstage'den gördüğüm kadarıyla keyifle okuyacağımız bir röportaj olmuş. Dergi için yapılan fotoğraf çekiminin sahne arkası görüntülerini aşağıdaki videodan izleyebilirsiniz. 
Ayrıca Ayşe Hatun Önal'ın bizlere bir mesajı var!

Dergiyi sadece D&R'lardan satın alabileceğiz. Bunun sebebi diğer dağıtım organlarının istedikleri fahiş fiyatlar. Umarım dergi yüksek bir satış grafiği çizer ve başka satış organlarından da dergiye ulaşabiliriz. D&R'ın internet sitesi üzerinden satış yapılacak mı bilmiyorum ama büyük ihtimalle GAYMAG'in internet siteleri üzerinden abonelik olacaktır. 

GAYMAG'e yayın hayatında başarılar diliyorum.
Türkiye'de bir ilk gerçekleşiyor. GAYMAG desteklerinizi bekliyor.

15 Temmuz 2014 Salı

Limbo Consept: Türkiye'nin ilk ve tek LGBTİ mağazası

Türkiye'nin ilk ve tek LGBTİ mağazası Limbo Consept, yakın bir süre önce İstiklal Caddesi üzerinde bulunan Aznavur Pasajı içerisinde açıldı.

Rengarenk bir sürü ürüne buradan ulaşmak artık mümkün.

Onur Yürüşü öncesi Ayı Sözlük yazarlarıyla birlikte Limbo Concept'i ziyaret ettik. Sağ olsunlar bizi güleryüzle karşıladılar ve yürüyüşte yeri göğü inletmemiz için birer düdük armağan ettiler. Mağazada en çok dikkatimi çeken şey yandaki yazı oldu. Limbo Concept'te kırmızı etiketli ürünlerden aldığınızda, ödediğiniz ücretin bir bölümü HIV/AIDS alanında çalışan derneklere aktarılıyor. Böyle bir sosyal sorumluluk kampanyası yaptıkları için yürekten kutlamak gerek.

İç çamaşırları, çantalar, kupalar, muglar, bayraklar, ev aksesuarları, bileklikler, rozetler Limbo Concept'in ürün yelpazesinden sadece bir kaç örnek.

İstanbul dışında olanlar ya da kendini gay bir mağzaya girmeye hazır hissetmeyen bireyler de unutulmamış. Bu ürünleri internet siteleri üzerinden satın alabiliyorsunuz.


İstiklal Caddesi No: 212
Aznavur Pasajı Alt kat No:11
0 (212) 243 45 99

5 Temmuz 2014 Cumartesi

NE BOKA YARADI "NORMAL" OLMAK?

Bir kaç gün önce İzmir'de kendisine OKYANUS ismini veren 17 yaşında trans bir erkek intihar ederek hayata gözlerini yumdu. İntihar etmeden önce sosyal medyada yazdığı son cümle tüylerimizi diken diken etti: "NE BOKA YARADI "NORMAL" OLMAK?"

 Haberi duyunca tüylerim diken diken oldu, gözlerim doldu. Ama ertesi gün gazetelerde olayın gerçek yüzünü okuyunca üzüntüm nefrete, kine dönüştü. 

Okyanus'un son günlerinde özellikle babası tarafından yapılan ağır bir psikolojik (belki de fiziksel) baskı varmış üzerinde. Okyanus'un sevgilisine yazdığı satırlar şöyle: 

“Dün babam, annem, kardeşim beni sizin oradan arabayla aldıktan sonra üstüme gelmeye başladılar, çok üstüme geldiler. Sonra halamlara gittik orada tüm sülale üstüme gelmeye başladı. Hiçbiri beni sevmiyor. Babam ne dedi biliyor musun, “as kendini de hepimiz kurtulalım artık” dedi ve beni dün gece o kadar çok zorladılar ki şu an nasıl buradayım hâlâ bilmiyorum.”

Bu satırları okuyunca sevgili Okyanus'un içinde bulunduğu durumu daha iyi kavrıyor insan. Zavallı çocuk yüreği kim bilir nasıl daraldı, nasıl bir çıkış yol aradı. 20 yaşındayken gay olmakla ilgili yaşadığım kötü bir olay sonrası ben de intihar edecektim az kalsın. Yaşamdan delice zevk alan ben bile çıkar bir yol bulamamıştım. Ailemin her şeyi benim ağzımdan duyması gerektiğini düşünerek tüm her şeyi babama anlattım. Babamın olumlu tepkisi olmasaydı belki şu an bu satırları yazıyor olamayacaktım. 

Hayatta hiç kimseye bir zararı olmayan bir birey neden istenmez ki toplumda? Nedir bu "NORMAL" dedikleri ve neden korkarlar "NORMAL" olmayandan? Gökkuşağını güzel yapan birbirinden farklı renklerin uyumlu bir şekilde bir arada olması değil midir? Ya da neden bir güve kelebeğini kimse sevmezken, neden rengarenk bir kelebeği kimse öldürmeye kıyamaz. 

Farklı olmak, farklı olan her zaman bir korku sebebidir toplumda. Çünkü bunun bulaşıcı olduğundan korkar insanlar. Bu sebeple de kendinden farklı düşünen, yaşayan ya da olan her bireye savaş açılır, değişmeye zorlanır. Değişmekte direnenler ise ya yok edilir, ya da dışlanır. Bazılarımız aileleri bakımından şanslıdırlar. Başlarına her ne gelirse gelsin, ne yaparlarsa yapsınlar kendilerini seven aileleri olduğunu bilerek ayakları yere basar. Bazılarımız da yapayalnızdır. Ne aileleri, ne arkadaşları destek vermezler. Hatta bazen Okyanus örneğinde olduğu gibi baskıcı davranırlar. Özellikle küçük yaşlarda bunlarla başa çıkmak çok daha zordur. Çünkü ekonomik bağımsızlığı yoktur bireyin. Bununla birlikte kötülüklere ve kötülere karşı deneyimsizdirler. Kimisi inatla savaşır ve yener kaderi, kimisi de nefes alamaz hale gelir ve maalesef intihar ederek aramızdan ayrılır.


Bir süre önce cinsiyet değiştirerek trans bir erkek olan Rüzgar Erkoçlar'ın dayak yediği haberi dolaşıyor  sosyal medyada. Tüm kariyerinden vazgeçerek gayet mütevazı bir yaşam sürmeye çalışan bir insanın çalışmasına izin vermemek için fiziksel şiddete başvurmak ne kadar acizce bir tavır. İşe giderken sürekli arka sokaklardan geçerek saklandığını belirtiyor Erkoçlar. Kendinizi O'nun yerine koyabiliyor musunuz? Ben koyabiliyorum. Ben de benzer şekilde davranışlara maruz kaldım vakt-i zamanında. Belki bu denli büyük olmasa bile tüm LGBTİ bireyler bir şekilde hem fiziksel hem de psikolojik şiddete maruz kalmıştır sırf "normal" olmadıkları için!

İnsanların destek olmamalarını anlayabiliyorum bir şekilde ama birine şiddet uygulamak ne oluyor? Bizler LGBTİ bireyler olarak sizlerin nefret dolu bakışlarınızla sıcak gülümsememizle, şen kahkahalarımızla, kibar tavırlarımızla savaşmayı başarıyoruz ama narin yüreklerimiz sizin uyguladığınız fiziksel şiddetle savaşmak için size şiddet uygulamaz. Düşünüyor musunuz ki LGBTİ bireyler tüm bu zorluklara rağmen LGBTİ olmayı tercih ediyorlar. Bu bir tercih değil! Sen nasıl sarışın, esmer, kumral olabiliyorsan ve kimse sen kumralsın diye seni dışlamıyorsa, biz de gay, lezbiyen, biseksüel, trans ve interseksiz, bizi olduğumuz gibi kabul et!

Şimdi OKYANUS'un ailesine, arkadaşlarına soruyorum: NE BOKA YARADI "NORMAL" OLMAK?